Füsun Onur; her innovative, critical and provocative works. Space, time, rhythm and form.
After completing her education at the Sculpture Department of the Istanbul State Academy of Fine Arts, Füsun Onur pursued her passion for sculpture at the Maryland College of Art in the United States, with a Fulbright scholarship for her master’s degree. Throughout her artistic journey, Onur has consistently delved into the realms of form, space, time, and their unconventional relationships, employing a diverse range of materials. Integrating elements of the everyday, narrative, and even the autobiographical in her works, she explores the boundaries between sculpture and painting. Blurring the lines with a unique array of materials, her pieces are accompanied by elements such as space and time, light and shadow, sound and silence. Not only does she challenge the distinctions between sculpture and painting, but she also often draws inspiration from the spaces she inhabits, reinterpreting them in her distinctive artistic language.
In addition to various personal and group exhibitions in Istanbul, Füsun Onur’s artworks have been featured in numerous international exhibitions, including the Paris International Young Artists Biennial (1971), Istanbul Biennials (1987, 1995, 1999, 2011, 2015), Moscow Biennial (2007), and dOCUMENTA 13 (2012), Turkey Pavilion at the 59th International Art Exhibition of the Venice Biennale. Her pieces have been displayed in renowned art institutions such as Staatliche Kunsthalle Baden-Baden (2001), ZKM, Karlsruhe (2004), Van Abbemuseum, Eindhoven (2005), and Ludwig Museum (2023). Alongside her contributions to Istanbul’s art scene, Füsun Onur’s works have left a lasting impression on the global stage, marking her presence in prestigious international exhibitions and institutions. Some of the important international museum collections that feature her works are Arter (Istanbul), Tate Modern (London), Van Abbemuseum (Eindhoven), Centre National des Arts Plastiques (Paris) and MAK Vienna.
Füsun Onur is known for creating critical and striking works that question both art and the era in which they exist. However, starting from the 1980s, she shifted her focus to exploring the concepts of space and emptiness, producing works that involve optical illusions and exhibit fleeting and ephemeral qualities. Onur extensively investigates the inherent potentials of space, time, rhythm, and form within simple and everyday materials She has played a significant role in bringing contemporary art that aligns with global trends to Turkey. Her contribution to the art scene is noteworthy, as she continues to challenge conventions, embracing a dynamic and ever-evolving approach that reflects the spirit of contemporary art worldwide.
Füsun Onur’s works, subtly alter the function and use of the materials, molding the spaces they inhabit. These sculptures and installations, often utilizing common objects, possess the ability to eloquently articulate social narratives from the minutest details.
Füsun Onur continues to be acclaimed for her critical and provocative works that challenge conventional notions of art and its temporal context. Füsun Onur’s ongoing commitment to challenging conventions underscores her dynamic and ever-evolving approach, reflecting the vibrant spirit of contemporary art on a global scale.
Music:
(The text below is provided by the artist Begüm Çalımlı.)
Title: Füsun Onur Retrospective: Room with a Muse
Music Composition: Begüm Çalımlı, “In Memoriam Ilhan Onur” music for solo violin, D Major, 2023. Duration: 10’ 42’’
Description:
The music for solo violin featured in Füsun Onur’s latest work “Room with a Muse” was composed by Begüm Çalımlı. The piece is dedicated to the memory of Ilhan Onur and is titled “In Memoriam Ilhan Onur,” written in the key of D Major.
The composition begins with tuning the violin and continues with improvised scales, trills, and finger exercises involving techniques of the right and left arm. This section is a reference to moments Ilhan Onur spent in her childhood with the violin, a tribute crafted to evoke the feeling as if she is practicing in the side room.
Later in the composition, an occasional theme emerges, spelled out by the letters “i-l-h-a-n” (re-la-fa#-do#-si). This theme is played rubato and intertwines with other passages performed until the end of the piece, embodying the prevailing sentiment throughout the composition.
Begüm Çalımlı chose to play this passage on all strings except for the D string. When she started working on the piece, a broken D string led her to decide to play the theme on all strings except for the D string, reminiscent of Georges Perec’s work “La Disparition,” where the letter “e,” the most frequently used letter in French, is omitted. Additionally, the decision echoes the sense of loss stemming from Ilhan Onur’s childhood violin being given to someone else and Füsun Onur’s decision to discard her works into the sea after creating them, creating a narrative filled with profound thoughts.
Towards the end of the composition, a section in the Sarabande form is heard, emphasizing the harmonic and melodic coherence, inspired by Füsun Onur’s appreciation for the sounds produced by the pizzicato technique on bowed instruments. This section focuses on the time Füsun Onur and Begüm Çalımlı spent together, contemplating sound and rhythm dialogues after their first meeting, following Ilhan Onur’s passing. The pizzicato sounds highlight the melody with soft and delicate tones. The composition concludes on a cheerful and childlike note, paying tribute to Ilhan Onur’s youthful world and the dreams she nurtured with her violin.
Brief Description:
“In Memoriam Ilhan Onur” is a tribute to Ilhan Onur’s childhood moments with the violin. The composition starts with improvised scales, trills, and finger exercises and continues with a theme composed of the letters “i-l-h-a-n” (re-la-fa#-do#-si). The piece concludes with the Sarabande section played using the pizzicato technique. It is a homage to Ilhan Onur’s childlike world and the dreams she cherished with her violin.
TR:
Füsun Onur; mekan, zaman, ritim ve biçim. Geleneksel sanat kavramlarına ve onun zamansal bağlamına meydan okuyan eleştirel ve kışkırtıcı çalışmaları üzerine bir konuşma.
Füsun Onur, eğitimini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nde tamamladıktan sonra heykel tutkusunu Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Maryland College of Art’ta Fulbright bursu ile yüksek lisans için sürdürdü. Onur, sanatsal yolculuğu boyunca sürekli olarak form, mekan, zaman ve bunların alışılmamış ilişkileri alanlarını çeşitli malzemeler kullanarak araştırdı. Eserlerinde günlük yaşam, anlatı ve hatta otobiyografik unsurları birleştirerek, heykel ve resim arasındaki sınırları araştırdı. Çizgileri benzersiz bir malzeme dizisiyle bulanıklaştıran eserlerine mekan ve zaman, ışık ve gölge, ses ve sessizlik gibi unsurlar eşlik etti. Yalnızca heykel ve resim arasındaki ayrımlara meydan okumakla kalmadı, aynı zamanda sıklıkla yaşadığı mekânlardan ilham alarak ve onları kendine özgü sanatsal diliyle yeniden yorumladı.
Füsun Onur’un eserleri, İstanbul’daki çeşitli kişisel ve karma sergilerin yanı sıra, Paris Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali (1971), İstanbul Bienalleri (1987, 1995, 1999, 2011, 2015), Moskova Bienali (2007), dOCUMENTA 13 (2012), 59. Venedik Bienali gibi çok sayıda uluslararası sergide yer aldı. Eserleri Staatliche Kunsthalle Baden-Baden (2001), ZKM, Karlsruhe (2004), Van Abbemuseum, Eindhoven (2005), Ludwig Müzesi (2023) gibi ünlü sanat kurumlarında sergilendi. Füsun Onur’un çalışmaları, İstanbul sanat ortamına yaptığı katkıların yanı sıra, uluslararası sahnede kalıcı bir etki bırakarak, saygın uluslararası sergi ve kurumlarda yer almasını sağladı. Eserlerinin yer aldığı önemli uluslararası müze koleksiyonlarından bazıları Arter (İstanbul), Tate Modern (Londra), Van Abbemuseum (Eindhoven), Center National des Arts Plastiques (Paris) ve MAK Vienna’dır.
Füsun Onur, hem sanatı hem de içinde bulunduğu dönemi sorgulayan eleştirel ve çarpıcı eserler yaratmasıyla tanınıyor. Ancak 1980’lerden itibaren odak noktasını mekan ve boşluk kavramlarını keşfetmeye kaydırdı; optik illüzyonlar içeren, geçici nitelikler sergileyen işler üretti. Onur, basit ve gündelik malzemelerin içindeki mekan, zaman, ritim ve formun doğasında var olan potansiyelleri kapsamlı bir şekilde araştırdı. Küresel trendlere uygun çağdaş sanatın Türkiye’ye getirilmesinde önemli bir rol oynadı. Dünya çapında çağdaş sanatın ruhunu yansıtan dinamik ve sürekli gelişen bir yaklaşımı benimseyerek geleneklere meydan okumaya devam etmesi nedeniyle sanat ortamına yaptığı katkı dikkate değerdir.
Füsun Onur’un çalışmaları,; malzemelerin işlevini ve kullanımını ustalıkla değiştiriyor, içinde yaşadıkları mekanları şekillendiriyor. Genellikle ortak nesnelerin kullanıldığı bu heykeller ve enstalasyonlar, sosyal anlatıları en küçük ayrıntılardan itibaren etkili bir şekilde ifade etme yeteneğine sahiptir.
Füsun Onur, geleneksel sanat anlayışlarına ve onun zamansal bağlamına meydan okuyan eleştirel ve provokatif çalışmalarıyla beğeni toplamıştır. Füsun Onur’un zorlu geleneklere karşı süregelen bağlılığı, çağdaş sanatın canlı ruhunu küresel ölçekte yansıtan dinamik ve sürekli gelişen yaklaşımının altını çiziyor.
Müzik:
(Aşağıdaki metin, sanatçı Begüm Çalımlı’ya aittir.)
Füsun Onur Retrospektifi: Room with a muse
Müzik kompozisyonu: Begüm Çalımlı, “In Memoriam Ilhan Onur” solo keman için müzik, Re Majör, 2023. Süre: 10’ 42’’
Eser metni:
Füsun Onur’un son eseri “Room with a Muse” da yer alan solo keman için müzik, Begüm Çalımlı tarafından bestelenmiştir. Eser, İlhan Onur anısına adanmış ve “In memoriam Ilhan Onur” adıyla Re Majör tonunda yazılmıştır.
Müzik, kemanın akort edilmesiyle başlar, sağ ve sol kol tekniklerini içeren doğaçlama gam, tril ve parmak açma egzersizleriyle devam eder. Bu bölüm, İlhan Onur’un çocukluğunda elinden düşürmediği kemanıyla geçirdiği anlara yapılan göndermedir. Varlığını, mekanın yan odasında keman çalışıyormuş hissini uyandırmak için yazılmıştır.
Eserin devamında ara sıra kendini duyuran “i-l-h-a-n” harflerinden oluşan bir tema gelir. (re-la-fa#-do#-si). Tema rubato çalınır ve eserin bitimine kadar icra edilen diğer pasajlarla birbirini tamamlar. Bütün yazıda hakim olan bu düşüncedir.
Begüm Çalımlı, bu pasajı re teli dışındaki tüm tellerde icra etmiştir. Eser üzerinde çalışmaya başladığı sırada, kemanın re telinin kopması üzerine, temayı re teli dışındaki tüm tellerde çalmaya karar verir. Bu karar, sanatçının Georges Perec’in Fransızca’nın en çok kullanılan harfi olan “e” sesini kullanmadan yazdığı “Kayboluş” eserini hatırlamasına neden olur. Öte yandan, İlhan Onur’un çocukken çaldığı kemanın bir başkasına verilmesinin yarattığı kayıp hissiyatı ve Füsun Onur’un işlerini ürettikten sonra denize atmaya karar vermesi gibi düşüncelerle dolu bir hikaye örgüsü de bulunuyor.
Eserin sonunda, Füsun Onur’un yaylı çalgılarda sağ elin parmaklarıyla telleri çekerek yapılan pizzicato tekniğinin çıkardığı sesleri beğenmesinden esinlenerek yazılmış, armonik ve melodik bütünlüğü vurgulanan Sarabande formundaki bölüm duyulur. Bu bölüm, Füsun Onur ile Begüm Çalımlı’nın ilk kez tanıştığı ve İlhan Onur’un ardından geçirdikleri zamana, birlikte düşündükleri ses ve ritim diyaloglarına odaklanır. Pizzicato çalınan sesler, melodiyi yumuşak ve ince tonlarıyla öne çıkarır. Müziğin neşeli ve çocuksu duyguları barındıran bir havada sona ermesi İlhan Onur’a, onun çocuksu dünyasına, kemanıyla kurduğu hayallerine saygı duruşu niteliği taşıyor.
Eserin kısa tanımı:
In Memoriam Ilhan Onur, İlhan Onur’un çocukluğunda kemanıyla geçirdiği anlara yapılan bir gönderme. Eser, doğaçlama gam, tril ve parmak açma egzersizleriyle başlıyor ve “i-l-h- a-n” harflerinden oluşan bir tema ile devam ediyor (re-la-fa#-do#-si). Pizzicato tekniğiyle çalınan Sarabande bölümüyle sona eriyor. Eser, İlhan Onur’un çocuksu dünyasına, kemanıyla kurduğu hayallerine saygı duruşu niteliği taşıyor.